Ne Baktın Gözüm

28 Mayıs 2009 Perşembe

Apartman Boşluğunda Flüt Çalmayı Öğrenen Çocuk

Sevgilimden yeni ayrilmisim, evde makarna sosu icin sogan dogruyorum, yukaridan bir blokflüt sesi "Selvi boylum al yazmalim" hem agliyorum hem dogruyorum, hem cocuk caliyor hem de cocuga agliyorum.

Oysa ne guzel baslamisti hersey, bolognese sosa sogan koyulur mu koyulmaz mi tartismasinda baslamisti ask bundan 2 yil once ve o zamanlar henuz "Ilgaz" adli parcanin o en zor gecisli noktasinda "ilgaz anadolunun sen yü-ce" kisminda tekleyip duruyordu, bu flüt calmayi ogrenen cocuk. Simdilerde Husnu Senlendirici gibi sogan yaninda.

Hele gecen sene ekim ayinin ortalari, hic cekilmezdi. sol-sol-re-re-sol-sol-re, tren gelir hos gelire 4 kazan makarna suyu kaynatmistik cocukla. Yalnizligim, plastik flüt kalibi, makarna suyu ve ustu yeseren soganlar.

Hayat cok hizli geciyor cocuk, bize verdigin izdiraplarla buyudu askimiz ve tam izdiraplarinin meyvelerini Verdi'den Strauss'dan Chopin'den toplamaya baslayacagimizi dusunurken, askimizin meyvesini dibimize dusurduk. Ve basladigimiz sogan dogramalardayim.

Sense ustalastin, artik ucuncu sinifsin. Kim bilir kac kere temizledin tukurukle dolu flütünü, kim bilir kac kere burnunla caldin, kim bilir tek elle calabildigin tum sarkilari ardarda caldin askimiza ve kim bilir kac askin Astor Piazzola'si oldun farkina bile varmadan.

Artik buyudun cocuk, vakit yeni asklarin vaktidir, vakit gitarda "one"in girisine baslama vaktidir cocuk. Fender'den bahsetmenin, akustik gitarin vakti. Makarnaya pesto koymayi tartismanin vaktidir cocuk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder