Ne Baktın Gözüm

3 Nisan 2010 Cumartesi

İstanbul Miyavlıyor

Girisimci bir kardesimizin Cinli bir baska girisimci kardesimize "hocam sunlardan 3 konteyner CIF Haydarpasa" talimatiyla basliyor hikaye.

Zevk sahibi olmayan fakat fonksiyonellik bilinciyle yola cikip fiyat dusurecegim diye zottirik cozumler ureten o 150 cm ebadindaki abilerin konsimento belgesine imza atmasiyla birlikte, Istanbul'un miyavlamasina tam 35 gun kalmisti.

"Ulan buraya kadar deep impact ya da ne bileyim bir armageddon tadinda baslattik hikayeyi ama ilerleyen kisimlar tirt olabilir"

Sabah 7 de kalkip ise gidiyorum, naif insanim hassas insanim, nerde kedi miyavlamasi duysam doner bakarim, noluyor bi salak kaportaya mi sikisti, mevsimin yeni picleri mi dogdu, bi tanesi ac mi diye. Sabahin 7si lan daha, gene ayni nereden geldigi belli olmayan miyavlama sesi. mal mal bakiyorum etrafa.

Gecenin 3u kafam bidunya, gene kedi miyavliyor ayni kedi, elimdeki dürümün son lokmasini sakliyorum hayvana, elinden tutup iskembeciye goturesim var istiklalin arka sokaklarinda ama kedi yok.

Metrodan cikiyorum sokaga gene ayni kedi, gene ayni sekilde miyavliyor. Gene bulamiyorum, bir turlu kedi yok.

Eve geliyorum, bizim evde de ayni ses. Ve bizim kedi bir pelus oyuncagi becermeye calisiyor. Kedi gene ayni duygusuz sekilde miyavliyor.

Elime aliyorum (bizim kedininkini degil pelusu). Inceliyorum, bu ne zevksizlik bu ne madrabazlik. Made in PRC yazmislar bir de inceden Cin oldugu belli olmasin diye. kulagi gozu kasi kirpigi cok cirkin kedi lan bu. Bizim kedi sirtina attiriyor. Tiksindim pelus oyuncaktan. Hala miyavliyor.

3 konteyner dagilmis istanbula bu kediden, tanesi 5 TL den butun kaldirimlarda, Ayasofya'da miyavliyor, Ortakoyde cami dibinde, Istanbul modern girisinde, Karakoy kerane tatlicisinin dibinde, Bebek kahvede.

Yer, zaman, mekan, sosyal sinif tanimadan miyavliyor bu kedi. 13 milyonluk hayatimizin en buyuk ortak kesisim kumesi gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder